En büyük kumpas davası Ergenekon bitti. Bugün, yani aradan tam 12 yıl geçtikten sonra meseleye soldan bakanların çoğu sadece oluşan hasarı ve kayıpları yazıyor. Sağdan bakanların bir kısmı samimi şekilde özeleştiri yaparken, başka bir kısmı ve liberaller ise içinde bolca "Ama, fakat" geçen cümleler kurarak ekranlardaki yerlerini koruyorlar.
Başarılı da oluyorlar, zamanında FETÖ’cü savcıların sözcülüğünü yapan isimler, bugün de ekranlarda FETÖ’ye nasıl tavır alıp, Ergenekon’a nasıl karşı çıktıklarını anlatıyorlar. Eskiden onları hapishaneden dinleyip sövüyordum, şimdi evimden. Tek fark bu.
Ekranlarına, bu işin en fazla çilesini çeken, mücadelesini veren ve Ergenekon duvarlarının yıkılmasına önderlik eden Vatan Partisi ya da TGB kadrolarını asla çıkarmıyorlar.
Yepyeni mağdurları ve kahramanları var artık Ergenekon davasının.
NE YAŞANDI
Hiç karmaşık değil. 2000’li yıların başından itibaren, SSCB’nin küllerinden doğan Rusya’nın, Batı Asya ülkeleriyle yeni bir kutup oluşturmasını önlemek ve bölgedeki doğal kaynaklara doğrudan el koyabilmek için, ABD tarafından oluşturulan BOP’un önündeki en büyük engel Türk Ordusu’ydu. Bir de halkı uyandırma-örgütleme yeteneği olan Vatan Partisi... Çünkü onlar, Atlantik sisteminin bittiğini Avrasya çağının başladığını görüyor ve söylüyorlardı. Ergenekon-Balyoz, bu engelleri ortadan kaldırma operasyonuydu.