1876 Anayasası’nın 35. maddesi padişahın meclisi fesih ve hükümeti değiştirme yetkisini düzenliyordu. İttihatçılar 1909 yılında bu maddeyi değiştirmeye ve yetkileri mecliste toplamaya karar verdiler. Bugünkü iktidarın fikri atası sayılan Ahrarcılar, halkı bu değişikliğe karşı kışkırtmak için şöyle propaganda yapıyorlardı: “Ey ahali, İttihatçıların değiştirmek istediği 35 nedir bilir misiniz? 30’u ramazan orucu, 5’i de beş vakit namazdır...”
Aynı kafa meclisin yetkilerini elinden alıp bir kişiye vermek için 2017’de aynı yolu kullandı. Yandaşın biri Mekke’de “Kâfirlere karşı evet, Allah’ın yolu için evet” diye yemin ettiriyordu.
Yetmedi, Binali Bey “hayır” oyu verecekleri PKK ile işbirliği yapmakla suçladı. İmamlar Cuma vaazlarında aynını tekrarladı. Bahçeli koştu yetişti, yetmezse diye iç savaş ve terör tehditleri dillendirildi.
Ve oylama %51.4 ile geçti. Yılın olayı idi... Artık meclisin yetkilerini bile kullanabilen bir kişi vardı ve yılın sonunda tek başına bir KHK çıkardı. Görünüşte 15 Temmuz ihanetine karşı koyanları yargılamadan bağışık tutmayı amaçlayan, ama satır aralarını okuyunca... Gezi olayları benzeri her toplumsal tepkiyi 15 Temmuz gibi niteleyip, halkın bir kısmını diğer kısmının üzerine sürmeye de olanak veriyor.
İstikrar diye bir yılda geldikleri nokta halkı, halk ile tehdit etmek...