Çok sancılıydı, iddianame baştan aşağı bir hukuk utancıydı,
tabutluklarda günler süren işkenceler, kamuoyuna yapılan peşinen
suçlu ilanları arasında tam üç yıl sürdü yargılama...
Savcı, ırkçılık yapmakla suçladığı sanıkları, Rum asıllı ya da
Yahudi dönmesi oldukları iddiasını ortaya atarak aşağılamaya
çalışacak kadar ırkçıydı. Basın linç etmeye hazırdı.
1944 koşullarında günah keçisi oldular, çünkü Almanlar savaşı
kaybetmişti ve kurbanlar verilmeliydi, çoğu yazar, edip ve bilim
adamıydı.
Yargılanan 23 sanığın içinde mesela hükümetin emriyle Alman
Büyükelçisi ile ilişki kuran, hatta Hitler ile karargahında
görüşen, Cumhuriyet gazetesinde Almancılık yapan Hüseyin Erkilet
yoktu. Ama Hitler’e ve Mussolini’ye sövgü şiirleri yazan Hüseyin
Nihal Atsız vardı. Sabahattin Ali’ye yumruk atan ve daha sonra
Said-i Nursi’nin müridi ve Amerikancı olan Osman Yüksel Serdengeçti
yoktu, ama Ortaçağ Türk tarihi konusunda hâlâ aşılamamış bir bilim
adamı olan Zeki Velidi Togan vardı.