Ben bir ilahiyatçı değilim.
Ama inancını yaşamaya çalışan ve itikadım hususunda hassas olan bir akademisyenim.
Akademik hayatımda saham ile ilgili yoğunlaştığım hususlar kadar itikadım ve inancım ile alakalı meseleler üzerinde hassasiyet gösterilmesi gerektiği kanaatindeyim.
Sahası ne olursa olsun bir akademisyen, inancıyla alakalı hususlarda orta seviyenin üzerinde ilmihal bilgisine sahip olmalıdır.
Ülkemizde böyle olmadığı herkesin malumudur.
Öyleyse şu sorunun cevabını hepimiz aramak durumundayız: