Her şeyi bilip görmek için akıl bir başına yeterli olmayabilir ama insanın önünde ondan daha ileri bir seçenek yok. Duygularımızın güzelliği inkâr edilemezse de tabiatlarındaki gizem bizi çokça yanıltır. Bazen niçin kıskandığımızı, neden kederlendiğimizi, ne hakla tembellik ettiğimizi, hangi akla hizmet için gereksiz yere heyecanlandığımızı bilemeyiz mesela. Akılla yoğrulup olgunlaştırılmamış, saçağından, çapağından, köşesinden keskinliğinden biraz alınmamış duygular kişiliğimizi mayalamayı sürdürürler, yaşamanın çeşnisi olarak sürerler ancak fırtına dinip de insan kendi yalın sükûnetine geri döndüğünde onların istenmeyen hasarlarını fark eder. Bazen de, yine aynı yalın sükûnetin içinde pişerek aklıyla buluşan insan, her...