Her iki dini bayramın da doğası yokluk ve yoksulluk üzerine dayanır. İki insan arasından dünya çekildikçe yokluğun adaleti belirir. Dünyanın adaletsizliğe boğulmuş gidişine sadece bir karşı koyuş değil ona bir yaşama şevki önerisinde bulunmaktır. Ramazan ayı boyunca en varlıklı olan kişi bile malın ve bedenin saldırısından beri durup arınma yoluna koyulur. Yokluğu ve yoksulluğu estetize etmek kadar bir yaşama oranı teklifinde bulunmaktır . Hem kendi içinde kendiliği aramak hem de başkası adına fedakarlığa ( diğerkamlık) koyulmak esastır bu ayda. Kurban bayramı ise gerekçesindeki sertlik kadar imgesi, mitolojisindeki bağlam kadar insan ile diğer canlılar arasındaki ontolojik eşitliği aramaktaki cüretiyle başlı başına meseledir. İnsan denilen varlık diğer canlıların sembolik vasfını oldukça...