Övgüler çoğunlukla duyguların çocuğudurlar. Yerinde ve zamanında ölçüyle yapıldığında hayat verirler. Ne var ki hiçbir övgü sonsuza değin tekrarlanıp yaşatılamaz. Kendini bilen insan ve toplumlar bitevi övgünün toprağında hayat olmadığını, sonuçta kıraçlaşmanın kaçınılmazlığını bilirler. O sebepten bundan hicap duyarlar, övgünün salacağı gölgeden uzak dururlar. Eleştiri ise aklın bir çocuğu olmakla kalmaz gelişip ilerlemenin temel gereğidir. Zaten övgü ile eleştiri arasındaki ayrım tarafların birbirine karşı konumlanışında açığa çıkar. Övgü tek taraflı duygu akışıyken eleştiri en az iki taraf gerektirir. Eleştirideki taraflar birbirine karşı, düşünsel, estetik ve hatta ahlaki bakımdan bağlı ve sorumludurlar. Dahası bir...