Oturup kalandan daha fazladır kalkıp gidenin sorumluluğu. Hareket, sabitlikten önce gelir ve asıl yaratıcı olan da odur. İlk çağdan beri filozoflar sadece doğası üzerine değil görüngüleri hakkında da düşündüler hareketin. Kainatın döngüsel bir kaçınılmazlık üzerine oturduğu göz önünde tutulduğunda kalkıp giden insan, biricik doğasına ve onun en yüce hallerinden eylem hakkına dair bir şey söylüyordur. Bizim Nasrettin Hoca fıkralarımız da aklı ve hayatı sabit kalanla yaratıcılığın döngüsünde sürekli hareket edenler etrafındadır. Hoca neredeyse hiç bir fıkrada oturan adam değildir. Dilinin kıvraklığı, mizahının keskinliği bunun sonucudur. Kutsal kitapta dahi ‘örtülere bürünmüş olan’a yönelen ‘kalk’ nidası, muhatabı kadar onun sonsuz erekte temsil ettiği...