İnsanlar vardır bir kez olsun kendisi olarak konuşmazlar. Birilerinin adınadır hep cümleleri. Başkalarını anlatırlar. Ötekisinden söz açarlar. Kendileri hiç yokmuşçasına, ya birisinin gölgesine ya da düşüncesine sığınırlar. Buna sığınmak da denilmez pek. Siper alma denilebilir belki. Bir kere konuşma makamına erişmişlerdir ya, kendilerine yönelecek üç beş kulak bulmuşlardır ya, dur durak bilmeden, ileriyi geriyi ölçmeden, baş mı yarılıyor, göz mü oyuluyor hesaplamadan, coşup dururlar. İşin doğrusu, insan nasıl olur da kendilik hakkını hem böylesi bir konuşmacı hem de bu türden bir çenenin dinleyicisi olmaya kendisini layık görür, çözülmesi zor bir sorudur. O yüzden konuşan kişiye bakarken düşünmeli.