Türkçe salınımlı bir dildir ve bu sebepten her tür anlam kaymasına rahatlıkla uğrayabilir. Dildeki yapı değişiklikleri kadar anlam yükleri de kendiliğinden oluşmaz. Hele Türkçe gibi sadece coğrafya değil, din, kültür, insan ve hayat ‘boylayan’ bir dil söz konusu olduğunda asıl anlamı merkezde tutarak yakın ve uzak manalara gidip gelmek daha bir ilginç karaktere bürünür. Başta Arapça ve Farsça gibi etkin ve yaratıcı diller arasında kendi ‘siyaseti’ni yürütebilmesi çarpıcıdır Türkçenin. Ben hiçbir zaman eski şiirimizin bu iki dilin basıncı altında kaldığı ve oradan çıkan şiirin özgün olmadığı görüşüne itibar etmedim. Aksine, Türkçe’nin bugün Arapça ve Farsça’ya nazaran modern bir edebiyat yaratabilmesindeki esprinin anlaşılması gerektiğine inandım. Alttan...