Bunca çağrı arasında nereye gidelim diye sormak tuhaf değil mi? Ancak şaşkınlar, aklı karışıklar, ne yapacağını kestiremeyen iş bilmezler böyle sorar herhalde! Ses istasyonları, mağaza vitrinleri, şık kafeler, dünyanın bütün tatlarını getirdikleri iddiasıyla dolup taşan lezzet durakları, yemek yarışmaları, baldır dolu ekranlar, hafta sonu kendine bir iyilik yap diye göz kırpan tatil reklamları, geç kalma diye uyaran chek-up bildirileri…Cep telefonunu açar açmaz düşen mesajlar, internette herhangi bir yazı okumaya koyulduğunuzda daha ilk paragrafa gelmeden dört bir yandan sıçrayan ilanlar. Hepsi hepsi çağırıyor. Bana gel. Hadi bana gel. Sana, bütçene, arzu ve hayaline, boyuna posuna, ensenin kalınlığına alnının düzgünlüğüne, kaşının yayına, ağzının kıvrımına, göbeğine, bel...