Ömer Lekesiz Yeni Şafak Gazetesi

Ahlak ve mutluluk eğitiminde bir kilometre taşı: İbn Miskeveyh

Bu gazetenin okurları İbn Miskeveyh’in adını biliyorlardır; en azından ahlak ve mutluluk konularında katıldıkları sohbetlerden aşinadırlar onun adına ve kimi görüşlerine. Tam adı, Ebû Alî...

27 Ağustos 2017 | 2.405 okunma

Bu gazetenin okurları İbn Miskeveyh’in adını biliyorlardır; en azından ahlak ve mutluluk konularında katıldıkları sohbetlerden aşinadırlar onun adına ve kimi görüşlerine. 

Tam adı, Ebû Alî Ahmed b. Muhammed b. Ya‘kūb b. Miskeveyh el-Hâzin (v. 1030) olan İbn Miskeveyh, ahlak alimi, tarihçi ve filozoftur. Ebu Hamid el-Gazzali’den hemen (d. 1058), İbn Arabi’den (d. 1165) epey önce yaşamıştır.

Adını bu iki zat ile birlikte anmamın nedeni, gerek nur gerekse vahdeti-i vücud metafiziğinin, tasavvufi doktrinler olarak inşasında onların öncülü sayılmasındandır. Dolayısıyla İbn Miskeveyh’i okumak, el-Gazzali’nin, İbn Arabi’nin görüşlerine doğru bakılacak uygun pencere açmak demektir.

İbn Miskeveyh’in en ünlü eseri,  Tehzîbü’l-ahlâk ve Tathüru’l-A’râk’tır. Türkçe'ye ilk kez 1982 yılında, Ahlaki Olgunlaştırma adıyla çevrilen bu eserin yeni basımı, Ahlak Eğitimi adıyla 2013 yılında Büyüyenay Yayınları tarafından yapıldı (Çev.: Abdulkadir Şener, İsmail Kayaoğlu, Cihat Tunç.); onun ününün artmasını sağlayan bir diğer eseri de Haziran 2017’de Klasik Yayınları arasından Mutluluk ve Felsefe adıyla çıkan, Tertîbu’s-sa‘âdât ve Menazîlu’l-Ulûm adlı risalesidir.

İbn Miskeveyh, Tehzîbü’l-ahlâk’ı yazma amacını (eserinin girişinde) şöyle iletmektedir:

“Bu kitabı yazmaktan amacımız, kendimiz için, bütün davranışlarımızın, iyi olmakla birlikte kolay, sade ve meşakkatsiz olmasını sağlayacak bir ahlaka ulaşmaktır. Öyleyse bu ahlak, bir sanat ve öğretici bir düzenleme (yeni eğitim) ile hasıl olur. Bunun yolu da, öncelikle nefislerimizin ne ve nasıl bir şey olduğunu ve niçin yaratıldığını bilmemizdir. Yani nefislerimizin mükemmelliğini, amacını ve gereği gibi kullandığımız takdirde bu yüksek dereceye ulaşmamızı sağlayan güç ve melekelerini, bu düzeye engel olan şeyleri, kurtuluşa ermesi için nelerin nefislerimizi temizleyeceğini, nelerin onları kötülükle örterek zarara sürükleyeceğini bilmektir. Nitekim Ulu Tanrı şöyle buyurur:

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Dâvûd el-Kayserî’nin Mukaddemât’ı 23 Kasım 2024 | 59 Okunma ‘Sanat gayet lüzumlu bi şey olup, olmayınca hiç olmaz!’ 19 Kasım 2024 | 42 Okunma Horasan Erenlerinin ‘Anadolu Mayası’nı hayatın içinde tutmak 16 Kasım 2024 | 98 Okunma Horasan Erenleri hakkında birkaç soru 14 Kasım 2024 | 265 Okunma Horasan Erenleri: Ne devletle ne devletsiz 12 Kasım 2024 | 917 Okunma