Bizleri yeni bir bayrama sağlık ve huzur içinde eriştiren Rabbimiz'e hamdolsun.
Bayram, hepimiz için mübarek olsun; bildiğimiz ve bilmediğimiz rahmetlerin, hayırların hem sebebi hem de sonucu olsun, inşallah.
Özellikle formasyonu edebiyat olan köşe yazarları için bayram hakkında yazmak en zevkli işlerden birisidir. Çünkü geçmişten anlatılacak, aktarılacak devasa bir malzeme vardır bayram konusunda; güzellemeye açık, nostalji yapmaya uygun, “ah, nerede o eski bayramlar” kabilinden bir muhafazakarlığı yüceltmeye, benimsetmeye ve dolayısıyla “dini hayat dünde kaldı, biz kendi ağıtlarımızı modern din eyleyelim” kabilinden bir yenilgide mutlu olmayı telkin etmeye teşne bir yığın malzeme...
Doğrusu, muhafazakarlık yönünden olmasa da, arşiv değeri yönünden, benim elim de o malzemeye gitmiyor değil.
Örneğin, hemen, hal beyanı tarzında maruz kalınan olumsuzlamayı temellendirip, bayrama karşı kayıtsızlığı hak edilmiş (ve herkesçe paylaşılabilir) bir kayıtsızlık olarak mazur ve makul gösteren şu Urfa türküsüne el atabilirim:
Geceler yarim oldu