Amerikalı kiralık katillerin, tetikçilerin, aktif görevli ya da küstürülerek sistemin dışında itilmiş ajanların, eksi komandoların, sadece kendi zamanlarını değil geleceği de kurtaran kahramanların... kısaca ilk adları hep “j” ile başlayan (John Rambo, Jason Bourne, James Bond, Jack Bauer , Jack Reacher... vb.) ölüm makinalarının galiba en iyisi (aynı zamanda sonuncusu) John Wick 2’dir.
John Wick 2, yönetmenliğini Chad Stahelski’nin, senaristliğini Derek Kolstad’ın, müziklerini Tyler Bate ile Joel J. Richard’ın üstlendiği, 2017 yapımı bir Amerikan aksiyon filmi.
The Continental sahasında adam öldürmeme ve evrensel bir gizli örgütün mührünü (emrini) onurlandırma teklifinden kaçın(a)mama üzerine kurulu olan her iki (bir üçüncüsü de beklenen) filmin başrol oyuncusu Keanu Reeves. Onun, daha önce başrolünü oynadığı The Matrix’in kurgusu, tekniği ve felsefesiyle sinemada açtığı yeni, dönüşsüz ve ilerlemeci(!) yol, ilgili olanların malumudur.
Harem ve Mühr-ü Süleyman arketiplerinden izler de taşıyarak, hikayesi huzur bozanları cezalandırma esasına göre kurgulanıp, tekniği tarihi mekanlardaki neon ışıklandırma yoluyla görsel bir şölene dönüştürülen John Wick üzerine söylenecek çok şey var aslında.
En azından, arabasının çalınması ve köpeğinin öldürülmesi gibi iki temel insani hakkı(!) elinden alınan (ve bu nedenle emeklilik keyfini hiç yaşayamayan), mührü onurlandırsa da onurlandırmasa da ölümden başka bir seçeneği olmayan bir tetikçinin trajik yazgısı ve sonuçları hakkında Yunan tragedyalarıyla (Batı düşünce ve sanatındaki devamlılıkla) desteklenen birçok şey söylemek mümkün.
Bunları derken, “Dünyada kan gövdeyi götürüyor, dini özgürlükler tehdit ediliyor, zulüm, sefalet, zorunlu göç almış başını gidiyor, yazar neyle uğraşıyor” yollu okur sitemlerini hissettiğim şu anda, hele hele Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’un, ABD’ye bağlı özerk Guam açıklarına dört adet orta menzilli füze fırlatma vaadini, herkes gibi ben de farklı bir şey seyredecek olmanın heyecanı içinde beklediğim şu saatlerde, John Wick üzerinden hem de yukarıdaki şekliyle giydirilebilir suçlamanın tam tersinden bir şeyler söylemek istiyorum: