Müslümanların yakın tarihlerinde vuku bulan çeşitli tahribatı, –kendi bağlamına uygun bahislerde kayıt altına almanın ya da hatırlatmanın dışında– kültürel ve sosyal değişmenin nesnesine dönüştürerek sıkça dile getirmek, ilgi kaybının türevi olarak zamanla bir tür kanıksamayı da beraberinde getirmektedir.
Yeni Türkiye’deki sosyal ve kültürel değişme sürecinde camilerle ilişkilerimizin zayıflatılması, bu esasta ibadet ve dil bağının kopartılmaya çalışılması, şehir mimarisi planında bir eksen kaymasına gidilerek camilerin sosyal hayatın dışına itilmek istenilmesi vb. tahribat bunun tipik örneklerinden biridir ki, bunların salt bir yakınma, suçlama ya da eleştiri olarak sürekli gündemde tutulmasının da muhataplarında bir tekrar bıkkınlığına ve giderek duyarsızlaşmaya sebep olduğu, hatta bunun camilerde kıraat, tilavet ve vird olunan Kur’an’ı anlayamamayı, hat sanatı yoluyla mimari...