Gönle yakınlığın ya da uzaklığın göze/görü(nü)şe tabi oluşu, büyüklerimizin hakkında uzaklaştıkları bir durumdur ve ilgili atasözleri de bu anlayıştan türetilmiştir.
Ancak, yakınlık ve uzaklık algısını büyük oranda Batı medyasının koşullandırdığı günümüzde, söz konusu anlayış da nasibini tersinden almış gibidir.
Örneğin, Tâlibân’ın hakimiyetini takiben Batı medyasının servis ettiği görüntüler üzerinden baktığımızda, göze çok yakın olan Afganîlerin, gönlümüzün çok uzağına düştüklerini fark edebiliyoruz.
Kirli çaputlara bürünmüş insanların, Amerikan kargo uçağına doğru koşuşturma görüntüleriyle, bu koşuşturmanın asıl nedeni olarak ekranlara düşürülen elleri silahlı sarıklı ve maskeli insanların görüntüleri eş zamanlı olarak görüşümüze sunulurken, zorunlu modernlerden ve endişeli Batılılardan olma...