“Dünya sorunu” diyor Maurice Merleau-Ponty, “ve başlangıç olarak kişiye has beden sorunu şundan ibarettir: her şey onda ikamet eder.”
Bedenin ikamet yeri, dolayısıyla mekan ve zarf olduğundan kimsenin kuşkusu yoktur. Sorun onun fiziki mekandan farklı bir mekan, fiziki zarftan farklı bir zarf olmasında da değil. Asıl sorun bunların (insan olmaklığın) neliğinde ve sınırlarının tayinindedir.
Zira insan:
1-Kendisinin sahibidir: Duyuları, aklı, hafızası, idraki, erki.. kendisinde verilidir.
2-Kendisinin kiracısıdır: Doğma ve ölme, hatıra biriktirme, unutma, kimi bilgileri / deneyimleri bastırma ve ancak gerekli olduğunda kendi görüşüne (idrakine) açma, utanma, arzulama, sevme, yönetme, yönetilme.. kendisinde imkandır.
3-Dünya insanın kaderidir; onun kader oluşuna mahsus hakikatin, hikmetin ve bunlara dair şuurun ve sair cihetlerin keşfi, açığa çıkarılması sadece insanla / insanda / insan içindir.