Ömer Lekesiz Yeni Şafak Gazetesi

İslam’da Resim Yasağı Söylemi

Nuh Yılmaz’ın İslam’da Resim Yasağı Söylemi adlı kitabı, İslami İkonoklazma Tezi’nin Soykütüğü alt başlığıyla, Mayıs 2017’de Doğan Yayınları arasından...

18 Şubat 2018 | 186 okunma

Nuh Yılmaz’ın İslam’da Resim Yasağı Söylemi adlı kitabı, İslami İkonoklazma Tezi’nin Soykütüğü alt başlığıyla, Mayıs 2017’de Doğan Yayınları arasından çıkmıştı.

Yılmaz, “13 yıllık uzun bir maceradan sonra Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nde” bitirebildiği “doktora tezine” dayanan kitabını, “entelektüel açıdan 20 yıllık bir muhasebenin ürünü... salt bilimsel bir araştırma değil, aynı zamanda düşünsel bir seyahat, kuramsal bir hesaplaşma, kişisel bir kavga ve bir hakikat arayışının küllerinden” oluşan bir eser olarak niteliyor. Çok sıkı dokunmuş metniyle, kitap da yazarının bu nitelemelerini teyit ediyor.

İkonoklazma, en net karşılığıyla tasvir düşmanlığı demektir.

Jean-Luc Marion’un kelimeleriyle, imgenin görünürlüğünün doktrini ve aynı zamanda bu görünürlüğün kullanımı sayıldığında, ikon’un, Hristiyanlar tarafından, temsile kapalı olan İslam ve Yahudilik için katı ve şiddetli bir ikonoklazm suçlamasına neden olduğu bilinir ve dolayısıyla, ikonalar yoluyla Hristiyanlığın özüne bitiştirilen temsilin, inançsal bir gereklilik algısından beslenen güçlü bir doktrin tahtında Müslümanlara ve Yahudilere dayatılması, onların da bu dayatmaya karşı çıkmaları söz konusu çatışmanın özünü oluşturur.

Yahudilik de bir yana, Hıristiyanlık’la İslam arasındaki bu çatışmanın tarihi, İslam şeriatının şekillendiği günlere kadar inmekte ve bidayetinden beri Batı’da İslam sanatı konusunda yapılan çalışmalarda her fırsatta vurgulanmak suretiyle ileriye taşınmaktadır.

Yılmaz, kitabında, Taliban tarafından Bamyan Budaları’nın tahrip edilmesinin (2001) ve Danimarka’daki bir gazetede Hz. Muhammed tasvirlerinin yayınlamasına karşı gösterilen tepkilerin (2005), Müslümanların imgeye olan tahammülsüzlüğüne / İslam’ın ikonoklastik bir din oluşuna indirgenmesine dayanarak, İslami İkonoklazma Tezi’ni hem tarihi (ve entelektüel düşünce) boyutuyla, hem de mezkur ileriye taşınma çabasıyla birlikte sorguluyor.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Dâvûd el-Kayserî’nin Mukaddemât’ı 23 Kasım 2024 | 59 Okunma ‘Sanat gayet lüzumlu bi şey olup, olmayınca hiç olmaz!’ 19 Kasım 2024 | 42 Okunma Horasan Erenlerinin ‘Anadolu Mayası’nı hayatın içinde tutmak 16 Kasım 2024 | 98 Okunma Horasan Erenleri hakkında birkaç soru 14 Kasım 2024 | 265 Okunma Horasan Erenleri: Ne devletle ne devletsiz 12 Kasım 2024 | 917 Okunma