Süreleri ne kadar kısaltılmış, rahatı ve güvenliği ne kadar iyi sağlanmış olursa olsun, yolun zahmeti, yoruculuğu bâkîdir. Buna rağmen, seyyah büyüklerimizden öğrendiğimiz şudur ki, yolun zahmetini, yoruculuğunu makul hale getirmek de her zaman mümkündür:
Seyahatte maksat, seyahatten öne gelir.
Eğer bu maksat, örneğin İbn Battûta’nınki gibi el-Milel ve’n-nihal’e dair bilgilerin keşfini ve derlenmesini yapmak, Evliya Çelebi’ninki gibi tarihi eserlerin ve gündelik hayatın içinde aktığı hamam, medrese, bedesten, kervansaraylar vb. sosyal yapıların envanterlerini çıkarmak ise, seyahat imkanı olmayanlara hizmet veya devlet yöneticilerinin bilgilerini tahkim etme esasında son derece makul ve makbul hale gelir.
Bunları sağlayanlar, seyahatten zevk almasının ötesinde, mekan...