Mimarlık psikolojisi, “inşa etme sanatının ilgili araçları sayesinde fertlerde uyandırılan ruhsal etkilerin izlenim / intiba yoluyla dışavurumu” olarak tanımlanır.
Bu tanımda, mimarlığının mahiyetiyle fonksiyonunun ya da özüyle işlevinin çakıştırılması gözetilmez, bilakis ait olduğu sanattan ve onu eser olarak ortaya çıkaran sanatçıdan bağımsız olarak orta yerde duran bir mimari yapının onunla kurulan göz ve akıl temasının ruhlar üzerinde yaptığı etkiyle bu etkinin söze, soyuttan somuta yani bilgiye dökülme süreci gözetilir.
Diğer bir ifadeyle, kişiler bu tanımda hem isim hem de mizaç/ferdiyet olarak birlikte silinir. Zira isimlendirme sadece işaretlemeden ibaret olduğu için, isimlendirilenin mahiyeti hakkında bir bilgi vermez. Dolayısıyla izlenen bir yapı onun izlenmesiyle oluşan ruhsal bilginin dışavurumundan ibaret olur.
Biz de bu izleğe uygun olarak, Her yığın layık olduğu efsaneyle yönetilir başlıklı yazımızda ilkin Kemalizm tarikatına vurgu ile Selçuklu ile Osmanlı’nın Bâtınîler, Fâtımîler ve İsmailîler’le muhatap olma tarzlarının...