Kitap kurdu, adı üstünde bir kurtçuk, kağıt ve kitapları kemirme özelliğine sahip kimi böceklerin kurtçuğu; okur ve yazarların dünyasında ise çok fazla kitap okuyan kimseden istiaredir.
Kitap kurdu, günümüzde bibliyomanın karşılığı olarak da kullanılıyor ama sanırım bu yanlıştır, çünkü bibliyomaniye yani kitap edinme hastalığına maruz kalan kişiye bibliyoman denir. Elias Canetti’nin Körleşme’sindeki, Kien gibi.
Bir kitap kurdunun kitap alması ise, 1-okumayla, 2-yakın zamanda ona ihtiyaç duyacağını sanmayla, 3-kaynak değeri yüklemeyle sınırlıdır.
Örneğin, Marie Sophie ile Gül Ayetleri’ndeki yaman şiirlerin şairi Serkan Ozan Özağaç bu manada tam bir kitap kurdudur. Yoğun bir merak ve ilgi güzelliğiyle, okunması elem olanı kitabı, ne eder eder, bulur ve okur. Aramakla mı bulur yoksa bulmak için mi arar, orasını bilemem.
Kimi önemli kitaplara onun tavsiyesiyle ulaşmışımdır, tıpkı Açılım Kitap Yayınevi’nin hemen okunulası kitaplarına ulaştığım gibi.
Serkan, hattat Sıtkı Çoban’la birlikteyken, Byung-Chul Han’ın Yorgunluk Toplumu’nu hediye etmişti ikimize birden; ardından ben Simon O’Meara’nın Mekan ve Müslüman Şehir Hayatı - Fes Labirentinin Sınırlarında adlı kitabını aldım ve okudum, sonra diğerleri geldi.