Önceki yazımızda hadisatın fenomenlerinin anlamlarında, onlarla şimdiki zamanda kurduğumuz ilişkilerin değişmesi nedeniyle nasıl değiştiğini, HAMAS’ın Gazze’deki Siyonist-Hıristiyan ablukasını yarmak harekâtına karşılık onu sindirmeye, yok etmeye yönelik yeni Haçlı ittifakının ortak adı olan Siyonizm kelimesi üzerinden açıklamaya çalışmıştık.
Siyonist-Hıristiyanlığın Gazze’de sergilediği vahşetin 74. Günündeyiz ve dolayısıyla dilimiz ve vicdanımıza göre şekillenen eylemlerimiz aklımıza buna mahsus kelimeleri dayatmakla kalmıyor, ilgili işleyişleri ve buna tabi sözlerimizi, hükümlerimizi, yorumlarımızı da belirliyor.
Örneğin mezkûr vahşete karşı Müslümanların suskunluğundan (savaşmama halinden), Batı’daki vicdan sahibi Yahudilerle Hıristiyanların ateşkes taleplerinden (protestolarından) söz ederken yokluğu ve varlığıyla birlikte vaki olan dünya kıyameti içinde “kıyam” kelimesine başvuruyoruz.
Bu manada kıyam, Siyonist-Haçlıların zulmüne başkaldırmanın, vahşetlerini reddetmenin, soykırımlarına karşı çıkmanın adı haline gelirken, Filistin’in işgalden kurtarılması ve bağımsız bir devlet olması talebinin de öznesi hâline geliyor.
Hâl böyleyken...