Hz. Ömer, Kudüs’ün anahtarlarını Yahudilerden almadı, Hristiyanlardan aldı (638).
Abbasi komutanlarından Ferganalı Hayder b. Kavus’un (nam-ı diğer Afşin’in, v. 841) Kudüs’e vali olarak atanmasıyla birlikte Kudüs, Hristiyanlara karşı Türklerin yönetim ve koruması altına girdi.
Tolunoğulları (904’e kadar), Selçuklu emiri Atsız b. Uvak’ın kurduğu Filistin Selçuk Devleti (1079), Kudüs’teki Türk varlığını pekiştirdikleri gibi, Kudüs’ü Türk siyasetinin ilk gündem maddesi ve Hristiyanlara karşı en önemli savunma merkezi haline getirdiler.
Malazgirt Savaşı’yla (1071) Anadolu’nun kapılarını Türklere açan Büyük Selçuklu ve ardından Anadolu Selçukluları Kudüs’ü de içine alan her mücadeleyi Hristiyanlara karşı verdiler.
Önce Selçuklu’nun valisi, sonra Musul Atabeği olarak Mezopotamya ve Suriye’de hüküm süren Zengiler, Kudüs’ü de kapsayan bölgeyi Hristiyanlara karşı savundular.
Zengilerin en güçlü komutanı ve Mısır valisi Selahaddin Eyyübi, Haçlı seferleri neticesinde Kudüs Latin Krallığını kuran Hıristiyanlara karşı birliği temin etmek için önce Fatımiler’i yıkıp, sonra Suriye, Lübnan ve Hicaz’ı da kendi yönetimine adlı ve 1099’da Haçlılarca işgal edilen Kudüs’ü 1187’de onlardan kurtardı.