Ömer Lekesiz Yeni Şafak Gazetesi

Neden Ketebe

Arapça yazdı anlamındaki ketebe, hat / kitap / kütüphanecilik literatüründe yazma eserlere mahsus istinsah kaydı demektir. Yazma eseri telif eden (müellif) veya onun kopyasını yapan (müstensih), kitabın son noktasından sonra...

04 Mart 2018 | 144 okunma

Arapça yazdı anlamındaki ketebe, hat / kitap / kütüphanecilik literatüründe yazma eserlere mahsus istinsah kaydı demektir.

Yazma eseri telif eden (müellif) veya onun kopyasını yapan (müstensih), kitabın son noktasından sonra çoğunlukla ketebehü’l-fakir nitelemesiyle kendi adını (unvanını, imza tahtında) yazar ki, günlük kullanımda buna kitabın ketebesi denir ve bu terim şu kitabın ketebesi sarih, bozuk veya okunmuyor... şeklinde tedavülde bulunur.

Ketebe, ilk anlamını aşarak kitap kültüründe geçmiş, şimdi ve gelecek arasında bir köprü işlevi görür; yazma eserler üzerinden bugünün bilgisine eklenerek geleceğe aktarılan dinamik bir alegoriye dönüşür.

Ketebe’nin yeni bir yayınevine ad olması bu bakımdan çok manidardır. Üstelik, Albayrak Medya Grubu gibi, çeyrek yüz yıllık Yeni Şafak gazetesiyle, Tvnet televizyon kanalıyla ve gzt, Gazete Manşet, Dergilik, nedersiniz, Gerçek Hayat, Derin Tarih, Lokma, Nihayet, Derin Ekonomi, Cins, Skyroad, Bilge Çocuk, Bilge Minik, Post Öykü gibi sanal ve basılı dergileriyle Türkiye’nin yerli birikimine mesenlik oluşturan önemli bir marka tarafından yayınevi adı olarak seçilmesi de çift bir değere sahiptir.

Albayrak Medya Grubu’nun genç patron ve yöneticilerinden Mesut Albayrak, yayınevi projesini bundan iki sene önce dile getirmişti. Konuyu istişare ettiğimiz bir görüşmede, Medya Grubu’nun birikimini yayınevi yoluyla değerlendirmek, yayınevi üzerinden oluşabilecek düşünsel birikimi de ona transfer etmek ve dolayısıyla mevcut kültürel hayatın nabzını tutarak, gidişatına olumlu katkılarda bulunmak şeklinde belirtmişti niyetini.

Niyet, bakışı belirler. Diğer bir ifadeyle bir işin ifasındaki samimiyet ve kalite niyetin sıhhat ve değerini oluşturan özden beslenir. Mesut Albayrak bu manada olumlu bir sabitede bulunmasına rağmen, projesinden tam anlamıyla mutmain oluncaya kadar, konuyla ilgili ve ilişkili birçok kişiyle görüştü ve nihayet geçtiğimiz Kasım ayında ilk startı verdi.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Dâvûd el-Kayserî’nin Mukaddemât’ı 23 Kasım 2024 | 65 Okunma ‘Sanat gayet lüzumlu bi şey olup, olmayınca hiç olmaz!’ 19 Kasım 2024 | 42 Okunma Horasan Erenlerinin ‘Anadolu Mayası’nı hayatın içinde tutmak 16 Kasım 2024 | 98 Okunma Horasan Erenleri hakkında birkaç soru 14 Kasım 2024 | 265 Okunma Horasan Erenleri: Ne devletle ne devletsiz 12 Kasım 2024 | 917 Okunma