“Anlam” der Maurice Merleau-Ponty, “Hedeflediğimiz şey ile verili olan şey arasındaki, yönelim ile gerçekleştirme arasındaki uyumu hissetmektir –ve beden, bir dünyaya demir atmamızdır.”
Eğer bu tanım, orijinal dilindeki söylenişinde kimi anlamsal nüanslar ve dolayısıyla imaen de olsa kimi açılımlar ihtiva etmiyorsa, bu şekliyle a)anlamayı ikili ilişki içinde hapsetmesi, b)dünyasallığı zorunlu ve sabit bir şey hale getirmesi cihetinden iki problemi birden yükleniyor demektir.
Bizde ise anlam dendiğinde, kelâm, hikmet (felsefe) ve irfan (İslam metafiziği/tasavvuf) içinde ilgili ıstılahlarla sağlanan üç boyutlu (üç yönlü) ve son tahlilde birbirlerini açan....