Ömer Lekesiz Yeni Şafak Gazetesi

Şiirin Sezai Karakoç hali

Şiir, hâllerin tarlasında kelimeyle tohumlanıp, söz (dize) olarak hasat edilen şeydir. Zira hâl mahalsiz olmayacağı gibi, tohumsuz da olamaz; tohumlanarak meyveye duran ise hasadını talep eder. Bu durumda yazımızın...

23 Aralık 2018 | 205 okunma

Şiir, hâllerin tarlasında kelimeyle tohumlanıp, söz (dize) olarak hasat edilen şeydir.

Zira hâl mahalsiz olmayacağı gibi, tohumsuz da olamaz; tohumlanarak meyveye duran ise hasadını talep eder.

Bu durumda yazımızın başlığı, Şiirin Sezai Karakoç hâli değil, Sezai Karakoç’un şiir hâli olmalı değil midir? Zira hâl – mahal – tohumlayan – tohumlanan ancak kâlp sahibi bir nefiste toplanabilir.

Kâlp ise sürekli kalbedip / değişip duran şey olarak hâllerin değirmenidir. Değirmen kâinattan kinâyedir ve insan bu değirmenin hem temsili, hem de bizzat kendisidir.

Ama değil mi ki kâlp, kalbettiği şeyi, ait olduğu nefsin (nüfûsun / kim-lik sahibinin) dünyasallığından devşirir.

Zira duyular, duyumlar, duyuşlar, akıl, hafıza ve idrak, adına tarih diyebileğimiz kendi-lik bilgisinin tekrarlayıcısı ve yenileyicisi olarak dünyasallıkta mukimdir.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Dâvûd el-Kayserî’nin Mukaddemât’ı 23 Kasım 2024 | 59 Okunma ‘Sanat gayet lüzumlu bi şey olup, olmayınca hiç olmaz!’ 19 Kasım 2024 | 42 Okunma Horasan Erenlerinin ‘Anadolu Mayası’nı hayatın içinde tutmak 16 Kasım 2024 | 98 Okunma Horasan Erenleri hakkında birkaç soru 14 Kasım 2024 | 265 Okunma Horasan Erenleri: Ne devletle ne devletsiz 12 Kasım 2024 | 917 Okunma