Tartışma kabul etmeyen şu hakikati tekrar hatırlatarak, ardından yazımıza başlık olan tezi –seçim sonuçlarının değerlendirilmesi tahtında– ele alalım.
Bu seçimin hakikati şudur: Türkiye’nin bekasını tehdit eden dış destekli bir büyük oyun 14 Mayıs’taki Türkiye genel ve 28 Mayıs’taki cumhurbaşkanlığı seçimleriyle bozulmuştur.
Meclis seçimlerinde çoğunluğu elde eden Cumhur İttifakı, ikinci tura kalan Cumhurbaşkanlığı seçimini de kazanarak, yasama ve yürütme arasındaki bağı güçlendirmiş, ilgili işleyişteki muhtemel aksaklıkları daha baştan bertaraf etmiştir. Diğer bir söyleyişle Partili cumhurbaşkanlığı sistemi, yasama müessesesinde elde ettiği sayısal güçle pekişmiş, bu da milletin siyasetten beklediği belirsizlikten kurtulma, güven duyma ve adalet yoluyla korunma duygusuna önemli bir karşılık oluşturmuştur.
Bu hakikati tartışma dışında tutarak seçimlerin ürettiği şu sonucun altını çizebiliriz:
Türkiye’de iktidarın değişmesi muhalefetin tek bir çatı altında toplanmasıyla ve onun da Cumhur İttifakı’ndan oy almasıyla mümkündür.
Bu sonucun ayak sesleri daha seçim sürecinde duyulduğu için muhalefet Yedili Masa’yı zikrettiğimiz bu iki sebeple...