En genel anlamıyla kültür, tıpkı tabiatın işlenmesindeki gibi, insan tabiatının da dil, düşünce, töre, maddi-manevi ve ahlaki değer, zevk … cihetinden işlenmesidir.
Kültürün biyolojik manasının mikrop üretmek olduğunu hatırlatarak söylersek, söz konusu işlenme fertler, aileler, toplum… arasında sirayeten (enfeksiyonla) olur.
Yukarıdaki tanımı Osmanlı ve onun devamında kurulan Türkiye ile sınırlandırarak ele alacak olursak, kültürün son iki yüz yıldır bizzat devlet tarafından işletilmek istendiğini; kültürün kendi doğal işlenme süreçlerinden yalıtılarak doğrudan siyasetin ana konusu haline getirildiğini görürüz.
Öyle ki, geçmişte siyasetin araçlarından bir araç olan kültür, siyasetin kendisine dönüşmüş, siyasi bir tercih, yenilenme, karar, uygulama... aynı zamanda kültürle iç içe geçirilerek, iki ayrı kelime olan siyaset ile kültür dil, düşünce ve eylemde birbirlerinin yerine kullanılmaya başlanmış; günümüzde ise artık siyaset kültürü ile kültür siyaseti terkipleri arasındaki salt dilsel ya da tanımsal farklar da kapatılmıştır.
Kültürün devlet tarafından...