Kudüs’ü ziyaretiniz, kendi memleketinize döndüğünüzde de uzun süre etkisinden kurtulamayacağınız yoğun bir gerilimi satın almanızdır.
Gerilim derken, İsrail’in havaalanı giriş ve çıkışlarında zorluklar yaratmasını kastetmiyorum.
Elbette, “Kaşın gözüne çok yakın duruyor, yoksa bu fotoğraf senin değil mi” kabilinden sorularla başlayıp, “deden de Kudüs’e gelmiş miydi” türünden farklı mecralara kayan ima yüklü soruların bu gerilimde mutlaka bir payı vardır.
Ancak benim kast ettiğim gerilim, bu değil.
Öteki’nin Kudüs’teki hakimiyetini sürekliymiş gibi göstererek, inançları nedeniyle ve kutlu evlerinden birinde olmanın rahatlığıyla orada bulunanı, öteki saymasından kaynaklanan bir gerilimden söz ediyorum; diğer bir ifadeyle, ötekilik anlayışında meydana gelen karmaşadan; asıl öteki olanın öteki olmayanı öteki saymasından kaynaklanan bir gerilim…
Örneğin siz, Rabbiniz ve Peygamberiniz tarafından işaretlenmiş, Müslüman emirler ve komutanlar eliyle mamur hale getirilmiş beldelerden biri olarak heyecanla el-Aksa’ya girmektesiniz.