Yazımın başlığı, Nihat İnanç’ın, yakın zamanda Çıra Yayınları arasından çıkan kitabının adıdır.
İnanç, 2008’de Muş Alparslan Üniversitesi’ne kurucu rektör olarak atanmış; 2012’de seçimle yeniden üstlendiği bu görevden; 7 Haziran seçimlerinde milletvekili aday adaylığı başvurusu nedeniyle istifa ederek ayrılmıştır (2015). Halen Kırıkkale Üniversitesi’nde öğretim üyesi ve rektör yardımcısı olarak akademik hayatını sürdürmektedir.
İnanç kitabına Bir Rektörün Aklında Kalanlar alt başlığını uygun görmüş. Dolayısıyla bu kitap bir hatırat olmadığı gibi, günlük de değil; akılda kalan gerçeklerin kaydından oluşan şahsi bir tarihtir ki, kendisi de önsöz’ünde bunu şöyle çerçevelemiş:
“Muş Alparslan Üniversitesi’nin kurucu ve devamında seçilmiş rektörü olarak, yaklaşık altı buçuk yıllık görev süremden; örnek olayları konu alan, gerçek hayattan kesitler sunan bu kitabı, iki ay gibi kısa bir sürede, kendime özgü bir üslupla, roman tarzında yazdım. Kitapta, tamamı gerçek olan; mekân, zaman, şahıs ve olay temelinde konuları işledim.”
Kurucu rektörlük, yeni bir üniversite inşa etmenin, akademisyeniyle ve öğrencisiyle birlikte sıfırdan bir eğitim-öğretimi başlatmanın tüm zorluklarını ihtiva eden bir terimdir ama, o zorlukları sadece yaşayanlar bilebilirler. Yoksa, ilk bakışta bir bânîlik vurgusu taşımasıyla, salt sosyal ve bürokratik kredi sağlayan bir unvandır.
Hele, kitaptaki kayıtlara konu olan zamanlar itibariyle Muş gibi sorunlu bir şehirde kurucu rektör iseniz, söz konusu unvan başlı başına bir güvenlik problemi, daha açık bir söyleyişle can pazarında kelleyi koltuğa alarak yaşamak demektir. Kim talip olur böyle işlere demeyelim, hayatlarında vatana ve millete hizmet etmeyi düstur edinenler talip olurlar bu işlere ve onlar toplum içinde çok az sayıda olsalar da her zaman bulunurlar.