“He ya” diyenler
parmakları görelim!
-Sabun biterken, incecik olmaya yüz tuttuğunda yeni sabuna
yapıştıranlar,
-Bisküvinin kremasını çay kaşığı ile kazıyıp yedikten sonra çaya
batıranlar,
-Rendelerken havucun dibi kalınca ağzına atanlar,
-Otobüste yan yana düştüğü tip fazla konuşunca uyuma numarası
yapanlar,
-Yumurtalı ekmek için çırpılan yumurta çoğalsın diye su
ekleyenler,
-Taze soğan kalmayınca salataya pırasa koyanlar,
-Geniş gelen ayakkabıyı iki, bilemedin üç çift çorapla
giyenler,
-Kara lahana saplarını haşlayıp yoğurtlu salata yapanlar,
-Ergen dönemlerinde sırf okuyan bir tip gibi görünmek için gözlük
takanlar,
-Yanında çanta varken elinde kalın kitap taşıyanlar,
-Yemek için gittiği yerde masadaki fazla plastik kap-kacakları
lazım olur diye çantasına tepenler,
-Kışın cama hohlayıp çöp adam ya da gülen surat çizenler,
-Köpeğe kedi sesi, kediye de köpek sesi çıkarıp, hayvanları ayar
edenler,
-Sobanın üzerine mandalina ve portakal kabuğu koyup hoş rayihalar
elde edenler,
-Yine hoş rayihalar niyetiyle, cazır cazır yanan sobanın üzerine
kolonya döküp, tüm yüzey alevle kaplanınca korkudan ödü
kopanlar,
Falanlar, filanlar...
(...Sıla Münir’den)
Öğrendim ki; “-Hayal kurmaya yeteneğin varsa, denemeye de cesaretin olmalı...”
Ana Kumanda
(...TV 8 – Bay Tahmin)
MURAT ÖZARI: Ben 17 yaşında diskolara giderken, demek ki sen 6
yaşında annenle parka gidiyordun?..
FİKRET ENGİN: Doğru...