Antalya'da yaşanan iki olay, maçın seyir zevkini üst düzeye çıkardı
Dün ilginç bir maç izledik. 41'den 44'e kadar geçen zamanda
yaşanan iki olay, maçın seyir zevkini üst düzeye çıkardı.
Galatasaray, oyunu daha fazla domine ettiği ilk yarıda önce
Bruma-Josue ver-kaçı ile kaliteli bir gole imza attı, ardından da
Eren Derdiyok müthiş bir şutla farkı ikiye çıkardı. Galatasaray
artık çok rahatlamış, Antalya moral olarak düşmüştü.
Sonra Bruma, geriden müthiş bir sprintle bir kontratak başlattı,
bomboş iki arkadaşına beceriksizce topu gönderemeyince net üçüncü
gol kaçtı. Aslında maç orada bitecekti.
Ama bu sefer Chedjou sahne aldı... Büyük bir hatayla kontrolündeki
topu kaptırdı ve Antalya M'Billa ile golü buldu.
İkinci perdenin başında da Deniz'le beraberliği sağladı.
Bundan sonda karşılıklı ataklarla, pozisyonlarla seyir zevki yüksek
bir maç izledik. Kıran kırana bir mücadele vardı. İki taraf da
pozisyonlar buluyordu ama galibiyete daha yakın görüntüyü
Galatasaray veriyordu. Bu arada Bruma dün sahanın en önemli
oyuncusuydu. İkinci yarıda da bir net pozisyonunu Celustka önledi,
bir topu da direkten döndü.
Ama sonra ikinci sarı kartla en kritik anda kırmızıyı gördü.
Aslında bu kırmızının nedeni ilk yarıdaki abartılı gol sevincinden
gördüğü sarı karttı. G.Saray, en önemli silahı Bruma'yı kaybedince,
Antalya tedbirleri bırakıp, risk almaya başladı. G.Saray da buna
karşılık verdi. Uzatmanın sonunda kazanılan duran topta da istediği
ortamı bulan Eren, klasik gollerinden birini atarak maça son
noktayı koydu.
Galatasaray, kazanmasına rağmen şu görüşümü belirtmek istiyorum: Bu
kadroyla üçlü defans uygulaması G.Saray'a uygun değil.
Yasin de Carole de kenarlarda çok zorlanıyorlar.
Ofansif özellikleri de en aza iniyor.
Bruma, forvet arkasında belki verkaçla çok güzel bir gol attı ama
kenarda olsa daha etkili oynayacağı görüşündeyim.