Tudor’un Bruma’yı çıkarması birinci, arka arkaya kazanılan duran toplar varken Eren’i geç alması ikinci hataydı
Futbol gerçekten enteresan bir oyun... Bir derbi maçı oynanıyor, deplasman takımı ileri ucundan ofansif, defansif hiç randıman almıyor. Kalecisi, defans bloğu ve üç orta sahası ile direniyor. Bu takıma, evsahibi gol atamıyor, bir de üstelik son dakikada gol yiyor. Golü attıran 8 kişi ile savaşan Fenerbahçe'nin sağ beki Şener, golü atan orta sahası Josef de Souza... Galatasaray 90 dakikanın tamamında oyunu karşı alana yıktı. İlk devre, Fenerbahçe geride alan daraltan savunma ile sadece karşılama görevi yapıyordu. Ama bunu başarı ile uyguluyordu. İlk devre Şener'in büyük hatası dışında Galatasaray tek net pozisyon bulamadı. İkinci yarıda da aynı görüntü vardı. Ama bu sefer Galatasaray gole çok yakın ataklar yapıyordu. Ağır bir baskı kurmuşlardı ve art arda duran toplar kazanıyorlardı. Fenerbahçe'nin yardımsız orta sahası ve defans bloğu artık zor nefes alıyor ama buna rağmen ayakta durmaya çalışıyordu. Bir takım düşünün üç tane forveti ne ileriye top taşıyabiliyor, ne de ilerde top tutabiliyor... Takımın durumu itibarı ile tek hedefi oyunu tutup, gol yemeden bu deplasman derbisini yenilmeden kapatmaktı. Ama futbolun cazibesi, sürprizlerle dolu olması... 90'ıncı dakikada Şener'den mükemmel bir çalım ve güzel bir kesme, Souza'dan da çok güzel bir kafa vuruşu ve maç boyunca bir tek Alper'in cılız şutu kucağına gelen Muslera eli başka topa değmeden golü yedi. Galatasaray dün hırslı ve kazanmak için herşeyini veren bir görüntü içindeydi. Tudor gereksiz üçlü defans macerasından mecburen vazgeçmişti. İlk defa tam dörtlü defans uyguladı. Sneijder ve Podolski'yi yine mecburen oynattı. Taşlar yerine doğru konulunca da daha etkili bir