Beşiktaş kadro kalitesi açısından rakibinden üç gömlek üstündü.
Abdullah Avcı, Başakşehir benzeri bir 90 dakika sergiledi. Ayağa
paslarla topa sürekli sahip olup ofansif girişimleri uygulamak
genel stratejiydi. Tek fark pas trafiği birinci bölgeden değil
ikinci bölgeden başlıyordu. 90 dakika oyunu domine ettiler. Yenik
durumdan bir penaltı bir de rakibin kendi kalesine attığı golle öne
geçtiler. Sonra büyük avantajı değerlendirmeyip dört gol yiyerek
ağır bir yenilgiye uğradılar. Eğer bu maçtan gerekli dersler
çıkarılmazsa Beşiktaş'ın önümüzdeki haftalarda çok başı ağırır.
Bu kadar felaket bir takım savunmasının benzerini son zamanlarda
hiç görmedim... Aslında gördüm Gaziantep'te! Hiç ders çıkarılmamış.
En büyük özelliği kapasitesi sınırlı bir takım olan Bratislava,
Beşiktaş'a dört gol atıyor dört de kaçırıyor. Çünkü ilerde
kaptırılan toptan sonra defans bloğunun arkada 40 metre genişlik
bırakması bir intihar girişimidir. Eğer hakem maç 1-0 iken Loris
Karius'un mutlak kırmızı kartını es geçmese herhalde daha da büyük
bir felaket tablosu ortaya çıkacaktı. Zaten Estonyalı hakem
Ljajic'e yapılan mutlak penaltıda 'Kendisini aldatıyor' diye sarı
kart göstererek bu işi hiç bilmediğini kanıtladı.