F.Bahçe ilk 45 dakikanın ortasındaki 10 dakikalık bölüm hariç,
devre sonuna kadar oyunu sürekli domine edip, karşı alana
yıktı.
Ama bu tek taraflı oyunda üretkenlik sınırlıydı.
Bunun da iki nedeni vardı: Birincisi; Hasan Ali-Aatif-Souza orta
sahasının bu bölgeyi işletmek için sorunlu olması ve ilk defa
mecburiyetten yan yana oynamalarıydı. İkincisi de bilhassa zorluk
derecesi yüksek maçlarda yine kadro yapısı itibari ile organize
olması mümkün olmayan Trabzonspor'un bunun bilincinde takım
savunmasını disiplinli bir şekilde ilk planda tutmasıydı. İkinci
yarıda Rıza Çalımbay çok doğru bir hamle yaptı. Sosa'yı oyuna
alması gerekiyordu ama Yusuf Yazıcı'yı çıkarması çok yerinde bir
karardı.
Bu devre Trabzonspor ilk yarının aksine daha dengeli ve topla
oynayabilen bir görüntüdeydi.
Ve de takımın çok önemli golcüsü Burak Yılmaz birden sahne aldı ve
takımına çok kritik anda skor avantajını getirdi.
Bundan sonra Fenerbahçe için işler çok zorlaşmıştı.
Hem mecburi riskler alınıp, gole kadarki dengeli oyun kaybolacak
hem de çok daha moralli bir Trabzonspor gündeme gelecekti.