Teknik direktör Fatih Terim ofansif ağırlıklı, riskli bir 11
sahaya sürdü.
Milli Takımımız, mutlaka 3 puan kazanmamız gereken maça hırslı bir
başlangıç yaptı. İlk 15 dakikada Cenk'le üst üste 2 gol bulduk.
Birinci goldeki İsmail'in soldan kesme ortası çok başarılıydı.
İkinci golde de Cenk'in kafa golü gerçekten övgüye layıktı. Cenk'in
enteresan bir özelliği var. Sırtı kaleye dönük yüksek toplarda top
indiremiyor. Ama yandan yapılan ortalarda zor pozisyonlarda bile
topu ağlarla buluşturuyor.
İki farklı erken skor avantajından sonra iki takım için de maçın
taktik stratejisi değişti.
Finlandiya, savunma güvencesini terk edip doğal olarak risk almaya
başladı. Biz de takım halinde topun arkasına geçip alan daraltıp
kontratak planlarını işlerliğe koymaya çalışıyorduk. Finlandiya,
35. dakikayla 60. dakika arasında oyunu domine etti. Bu arada biraz
tedirgin olduk. Fatih Terim, doğru bir hamle ile orta sahaya
Selçuk'un yanına ikinci bir defansif özelliği olan Okay'ı aldı. Bu
değişiklikten sonra o baskıdan kurtulduk.
Artık kale önü tehlikesi yaşamadığımız gibi daha çok tehlikeli atak
girişimlerine başladık. Üç değişiklik hakkımızı kullandık.
Kendimizi de fazla sıkmadan son 10 dakikayı da çok etkili oynayarak
önemli olan 3 puanı cebimize koyduk. Darısı 11 Haziran'a.
Kazanırken iyi sonuçlardan sonra doğru analizler yapmak ilerisi
için fayda getirir. Dünkü takım tertibi, Finlandiya maçına özgüydü.
Bu takım tertibi ile kontrolü elimizde tutup oyuna hükmetmemiz
bilhassa zorlu maçlarda mümkün değil.
Dünkü maçta bile topa sahip olma oranları hemen hemen eşitti. İki
farklı önde olduğumuz için geride genişlik bırakmadık.