Dün gece 89. dakikada attığımız golle üç puanı aldık ama o
dakikaya kadar ölüp ölüp dirildik. Karşımızda Avrupa'nın en zayıf
takımı var. 2-3 pas dahi yapamayan, hücum gücü sıfır bir rakip.
Sadece geride kapanıp, bizi bozmaya çalıştılar. Bunlara ilaveten 40
bin seyircinin desteği var. İlk dakikadan itibaren oyunu domine
ediyoruz. Yüzde 85'e yüzde 15 gibi rekor sayılabilecek bir topa
sahip olma oranımız var. Buna rağmen gol atamıyoruz. Bu yoğun
baskıya rağmen net pozisyonumuz da sınırlı. Bunun birçok nedeni
var. Öncelikle kalabalık, alan daraltan savunma kurgularına karşı
set oyununda alışılmış yetersizliğimiz var. Çabuk verkaçlar
yapamıyoruz. Dar alanda adam eksiltemiyoruz. Santrforumuz Cenk'in
kaleye sırtı dönük oynama özelliği yok. Ayrca bu tip tek kale
maçlarda fazla pas yapmak yerine daha realist oynamak gerekir.
Bol şut atmak lazım. Bunları atacak oyuncularımız da olmasına
rağmen kimse şutu düşünmüyor. Ayrıca baskılı, tek kale oyunlarda
arka arkaya yüksek toplar denenip rakibi hataya zorlamak lazım.
Bunlar da yapılmadı. Fazla pas yapıp ortalar ondan yapılınca defans
blokları yerleşti, 39 yaşındaki stoperleri Lima da yıldız oldu.
Eğer bu maç berabere bitseydi, bu ağır yükü zor taşırdık.
Bir de bizde şöyle yorumlar yapılıyor: Kapanan zayıf takımlara
karşı erken gol bulamazsan zorlanırsın. Bu doğru ama Andorra için
geçerli değil. Çünkü Andorra gerçekten her yönüyle çok zayıf bir
rakip. Dünkü maç şu gerçeği ortaya koydu ki; İnşallah İzlanda
maçında Cengiz'in sakatlığı olmaz. Bu sıkıntılı gecenin bana göre
tek faydası var. Artık Moldova deplasmanını hafife alma lüksümüz
kalmadı.