Dünkü maç tam tahmin ettiğim gibi başladı.
Mutlak kazanması gereken Fenerbahçeli futbolcular, seyirci
avantajıyla bütün hırslarını ve gizli enerjilerini sahaya
yansıtıyorlardı.
Buna karşılık 5 puan öndeki Beşiktaş, Leipzig maçını da düşünerek
düşük tempoyla kontrollü anlayışı benimsiyordu.
F.Bahçe'nin penaltı golünden sonra bir süre daha durgun kalan
Beşiktaş, ardından tempoyu yükselterek oyunu domine etmeye başladı.
İki de önemli pozisyon buldular. Bilhassa Atiba'nın kafayla
kaçırdığı inanılmazdı.
Ardından Quaresma sinirlenip arka arkaya yaptığı hareketlerle
kırmızı kart görünce artık çok büyük bir avantaj F.Bahçe lehine
geçmişti.
Ama devre biterken adeta harakiri yaparak 10 kişilik rakibine geniş
alanda yakalanıp, Neto kırmızı kart görünce, avantaj yok oldu.
İkinci yarıda beklendiği gibi yoğun bir Beşiktaş baskısı yaşandı.
Çünkü F.Bahçe hem ilk yarıdaki aşırı fiziki zorlamadan yorulmuştu
hem de Beşiktaş'ın kolektif yapısı rakibinden çok daha üstündü.
F.Bahçe iyi savunma yaparak ayakta kaldı. Sonra da Beşiktaş'ın
yorulduğu dönemde kazandığı penaltıyla hem farkı ikiye çıkardı hem
de Beşiktaş 9