Futbolda senelerdir erken ve iddialı teşhislerimde çok az
yanıldım. Çünkü bunları takım farkı gözetmeden objektif ve de çok
yönlü fikir jimnastiği yaparak, inanıp gündeme getiriyorum. Ayrıca
da yönetimleri ve teknik adamları da rencide etmemeye özen
gösteriyorum.
Fenerbahçe'nin bugünkü durumu, medyada sadece benim için sürpriz
olmadı. Eleştirilerim daha transfer döneminde başladı. Transferde
en önemli nokta mutlak ihtiyaç olan görev yerlerini onarmaktır.
"Mutlaka 2 ana hedef olmalı" diye geçen sene devre arasından beri
dile getiriyorum. İşte içeriği: "Fiziği güçlü, son sene performansı
yüksek, hem golcü hem de sistemi işletecek bir santrforla, orta
sahada oyunun iki yönünü oynayabilen, pas trafiğini yönetebilecek,
ileriye servis yapacak ve de devamlılığı olan kaliteli bir oyuncu.
Aslında bu tip 1 değil 2 oyuncu daha da iyi olur. Mehmet Topal,
Ozan, Souza, güçlü ama yetenekleri kısıtlı, ön libero özelliğine
sahip düz oyuncular. Alper de kesinlikle organizasyonu sağlayacak
bir orta saha değil." Sezon öncesi transferde birinci derecedeki
ihtiyaçlar giderilemedi. Santrfor transferinde çok geç kalındı. Van
Persie örneği varken, son 2 sezon iki önemli sakatlık geçiren
Soldado alındı. Ama çok inanmadıkları belli ki son gün Janssen
geldi. Orta sahaya yapılan takviyeler de son derece yanlış. Ne
Mehmet Ekici ne de Giuliano aranan oyuncular. Bunlar işin kadro
mühendisliği tarafı.
İKİ BÜYÜK YANILGI
Şimdi gelelim işin teknik adam bölümüne. Aykut Kocaman'ın sezon
başında Avrupa kupaları elemeleri de oynanmadan, verdiği 2 beyanatı
çok yadırgadım. Birincisi Van Persie'den medet umması. İkincisi de
"Bu defa oyun planını değiştireceğim, üçüncü bölgede baskı kurarak
oynayacağız" şeklindeki sözleri. Sevdiğim ve inandığım Kocaman'a
hemen bir tavsiye yazısı yazıp, Van Persie için şöyle dedim: "Aman
hoca, başarıya doymuş bir yıldız oyuncu. Manchester United'da son
yılında yedek kalmış, Fenerbahçe'deki son iki senesini de üst düzey
bir fiziki tükenişle geçirmiş. Böyle bir futbolcunun güçlenip
takıma katkı vermesi hayalden öteye gitmez. Aman ona güvenmekten
ivedilikle vazgeç."
İkinci eleştirim de yeni oyun modeli içindi: "Fenerbahçe eldeki
orta sahanın yapısı ve santrfor sıkıntısı dolayısıyla kesinlikle
üçüncü bölgede presli bir oyun modelinde başarılı olamaz. Bunda,
üretkenlik sağlayamayacağı gibi takım savunması da ciddi arızalar
gösterir. F.Bahçe'deki ilk görevinde ve Konyaspor'da uyguladığın
modelden vazgeçme. Neydi o oyun modeli; "Kontrollü anlayış.
Maçların gidişatlarına göre, bölüm bölüm yüksek tempolu hücum
girişimleri. Top mümkün olduğunca bende kalsın prensibi. İlerde
kaybedilen toplardan sonra ilk preste başarı sağlanamazsa takım
halinde geriye çabuk dönüp alan daraltmak." Bu sistemle Kocaman'ın
F.Bahçe'deki ilk döneminde takım bir şampiyonluk kazandı, ikinci
sene de play-off finalinde Kadıköy'de Galatasaray ile berabere
kalarak kılpayı şampiyonluğu kaybetti... Avrupa Ligi'nde ise
Benfica karşısında finali elinden kaçırdı.
YANLIŞ OYNATTI
Şimdi gelelim bu seneye. Aykut Kocaman değişik modelde ısrar edince
olumsuz bir tablo ortaya çıktı. Eğer ofansif riskli futbolda
pozisyon sıkıntısı çekiyor, bunun yanında savunma güvencesi de
oluşturamıyorsan başarılı olmak mümkün değil. Halbuki elindeki
kadro yapısı itibariyle bir takım sıkıntılar var. Ama her zaman
vurgularım futbolda çareler tükenmez. Bu tip kadroyu doğru düzende
oynatsaydı F.Bahçe, Vardar'ı eler, ligde de bu kadar puan kaybı
yaşamazdı. Bununla ilgili ilgili bir örnek vereyim: F.Bahçe geçen
sezonu çok kötü geçirdi. Bu sezonki durum da ortada. Ama iki
sezonun derbi karnesine bakalım: Beşiktaş ile 4 maç: 2 galibiyet, 2
beraberlik. G.Saray ile 3 maç: 2 galibiyet, 1 beraberlik.
Benim şu andaki tablo ile ilgili görüşüm; şu aşamada teknik
direktör değişikliğinden bir fayda gelmez. Tanıdığım Aziz Yıldırım
da Aykut Kocaman'ı kararından döndürmek isteyecek. Tabii ki son
karar Kocaman'ın... Bana göre; şu andaki en doğru çözüm Aykut
Kocaman'ın devam edip, hatalarından da ders çıkararak yeni bir
sayfa açmasıdır.