Kupa yarı finalinin ilk yarısında Fenerbahçe cephesinde
Galatasaray maçının benzer saha içi görüntüsü vardı: Takım halinde
topun arkasına geçip alan savunması uygulamak. Bu savunmada bütün
yük orta alan ve geri dörtlünün üzerinde. Ve de ileri
uçtaki verimsizlikten, tesadüflere kalmış
ofansif girişimler. Başakşehir sistemi oturmuş bir takım
ve planlı-programlı saha içi parselizasyonuna sahipler.
Oyunu domine ederek ilk yarının tek hakimi oldular. F.Bahçe,
Cengiz'in üst üste gelen güzel golleriyle çok erken iki farklı skor
dezavantajına düştü. Bu durum, kalan bölüm için çok büyük bir
handikaptı. Çünkü mecburen risk alınacak, bu da Başakşehir'e
istediği ortamı hazırlayacaktı.
Ancak Cengiz'in ikinci golünden bir dakika sonra, hiç
pozisyon yokken, genç kaleci Faruk'un yaptığı
hatadan kazanılan golle, F.Bahçe adeta hayat buldu.
F.Bahçe, yine devre sonuna kadar sıkıntılar yaşasa da
pozisyon üretemese de başka gol yemeden devreyibitirdi. İkinci
yarıda bana göre Abdullah Avcı, önemli bir hata
yaptı. İşler istediği gibi gitse de çift santrfor
gereksizdi.
Hadi bu düzen ilk yarıda tuttu ama ikinci yarıda mutlaka bir
Mustafa Pektemek-Mossoro değişikliği gerekliydi.
Çünkü orta saha yorgun Emre ile Mahmut'un sakatlanmasından sonra
oyuna giren maç eksiği olan Holmen'e kalmıştı.
Fenerbahçe, biraz daha hareketli başladığı bu yarıda yine Şener'in
aynı derbideki gibi yaptığı mükemmel ortada Van Persie ile
beraberliği buldu. Bundan sonra Abdullah Avcı,