Alçakça meydana gelen terör olayından sonra milletçe içimiz
yanıyor.
Şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına büyük
sabırlar diliyorum.
Dün gece Türk Telekom Arena'da görev yapan güvenlik güçlerimizle,
taraftarlar ve futbolcular arasında duygusal anlar yaşandı. Bu da
maçın önüne geçti...
Gelelim maça; iki takım için de futbol mantığı ile bağdaşmayan çok
ilginç bir ilk 20 dakika izledik. Gaziantepspor, Real Madrid'in
bile zorluk derecesi yüksek bir deplasman maçında hiç düşünmediği
bir tam takım ofansif anlayışla maça başladı. Daha 30. saniyede gol
yiyorlardı. Sonrasında bir tehlike daha atlattılar, ardından da
golü yediler. Ama bir de madalyonun öbür yüzü vardı.
Galatasaray, kapasitesi sınırlı rakibi karşısında ileri uç ve orta
sahada pres yapmayıp bir de üstelik çağ dışı ofsayt taktiği
uygulayınca ilk 20 dakikada kalesinde tam beş net pozisyon
gördü.
Devre ortasından sonra oyun normale döndü. Galatasaray işin
ciddiyetini anladı, kontrolü eline aldı ve takım savunmasını da
hizaya getirdi.
İkinci yarı tamamen Galatasaray'ın kontrolünde başladı. Atılan üç
etkili şutu kaleci Gökhan kurtardı.
Sonra Yasin, farkı ikiye çıkardı.
Bundan sora Galatasaray işi tamamen bitirecek üçüncü gol için
girdiği pozisyonları fazla rahatlıktan harcayıp, bir de duran
toptan golü yiyince iş biraz zora girdi. Ancak Gaziantepspor'un on
kişi kalması sarı-kırmızılı takımı rahatlattı.
İkinci yarıda kaleci Gökhan'ın müthiş kurtarışlarını ve
Galatasaray'ın kaçırdıklarını göz önüne alırsak rekor sayıda gol
olabilirdi. Sneijder istekliydi, Yasin yine görevini yaptı. Önemli
bir forvet olduğunu dün gece gösterdi. Bruma ise zaman zaman
oyundan kopmasına ve fazla bireysel oynamasına rağmen
Galatasaray'ın çok önemli bir ofansif silahı olduğunu
kanıtladı.