Advocaat’ın en büyük doğrusu, Volkan’ın yokluğunda başka macera aramayıp Fernandao ile maça başlamasıydı
Dün geceki kritik maçta 27'nci dakikadaki bir korner atışında hem penaltı hem kırmızı kart olunca saha içi dengeleri terse döndü. Halbuki Trabzonspor maça hırslı, tempolu, presli ve atak başlamıştı. Fenerbahçeli futbolcular, Fernandao hariç uyur gezer gibiydiler. Takım savunması sallanıyordu. Topa sahip olunamıyor, pas yapılamıyor, sadece ileriye uzun toplar gönderiliyordu. Bu topları, hırslı Fernandao, sürekli takip ediyor, kafayla aşırtarak arkadaşlarına nefes aldırıyordu. Bu bölümde; Fenerbahçe'nin skor dezavantajına düşmemesindeki en önemli etken Trabzonspor'un ofansif girişimlerinin alışılmış biçimde planlı programlı olmayışındandı. Eksik Trabzonspor daha da çok süre varken bir atakta risk alıp, geride büyük boşluk bırakınca Lens alışılmış ani sprinti ile rakibini geçip Sow'a "Al da at" dedi. Maç da o dakikada bitti. Fenerbahçe hem sayısal fazlalığı hem de iki farklı skor avantajı ile en büyük eksiği olan topa sahip olma oranını iyice yükseltip hazırlık paslarına da ağırlık vererek bölüm bölüm de golü düşündü. Bu yarıda Lens arka arkaya yüksek kalitesini gösteren aksiyonlarını sahaya yansıttı. Önce arkadaşlarını besledi, sonra da üçüncü golü kendisi attı.