Çok önemli İzlanda maçından önce yaptığım fikir jimnastiğinde ciddi endişelerim vardı. TV programlarında da bunları dile getirdim. İzlanda fizik gücü yüksek, ikili mücadelelerde etkili bir takım. Geride de iyi yerleşiyorlar. Bizim de alan daraltan kalabalık savunmalara karşı set oyunumuz yetersiz. Çabuk top çeviremiyoruz orta saha oyuncularımız depar kulvarlarına giriş-çıkış yapamıyorlar.
Yine alan savunmalarını arızaya uğratacak, karşı kaleye sırtı dönük aksiyonlar yapacak santrforumuz yok. Bu tip savunmaları özel yeteneğiyle bozacak Arda da fizik olarak tükenmiş durumda. Bu tabloda düşündüğümde üretken olmak mümkün değildi. Bu yüzden maç öncesi analizimde 'Mutlaka gol yemememiz gerekiyor ancak bu şekilde maçı kazanma şansımız var" demiştim.
İki şeye dikkat etmemiz lazım: Birincisi; bizim en büyük rahatsızlığımız olan kalemize gelen duran toplar, rakibin en etkili hücum silahı olması. İkincisi de yetenekli ama devamlılığı olmayan ağır orta sahamız kolay top kaybediyor, rakibin hızlı çıkışlarında geride az adamla yakalanıyoruz. Bu maç öncesi düşündüklerim, tahminlerimin de ötesinde olumsuz yönleriyle sahaya yansıdı. Bu kadar olacağı hiç aklıma gelmemişti. İlk devre pozisyon bulamadığımız gibi geniş alanda rakibin ani ataklarına yakalandık. Kalemize gelen duran toplarda adeta kafayla paslaştılar. İlk yarı sonunda da ani ataklarda iki basit gol yedik.