Akhisar'ın taktik planı, takım halinde topun arkasına geçip alan
daraltmak, kazandıkları toplarla da hızlı çıkıp karşı alandaki
genişlikten faydalanmaktı. Fenerbahçe ilk 25 dakika çok pas yapıp
oyunu karşı alana yıktı. Ama üçüncü bölgeye rahat gelmesine rağmen
pozisyon bulamıyordu. Çünkü orta sahadan iyi servis ve kişisel
varyasyonlar gelmiyor, Giuliano ve Janssen çok silik bir görüntü
sergiliyordu. Bir tek Valbuena abartılı kişisel hareketleri ile bir
şeyler yapmaya çalışıyordu. Akhisar da geride iyi alan kapatıyordu.
Devrenin son 20 dakikasında Akhisar hem oyunu dengeledi, hem de iki
kanat beki ile tehlikeli çok sayıda bindirme yaptı. Giuliano ve
Valbuena'nın geriye yardım etmeyişleri de bunda bir etkendi. İkinci
yarıda Fenerbahçe, yine atak ama yine temposuz ve üretkenlikten
uzaktı. Sonra ani bir atakla skor dezavantajına düştüler. Bundan
sonra Aykut Kocaman'ın hamleleri başladı. Valbuena'ya aşırı bencil
oynadığı için kızdı ve çıkardı. Ama bir şeyler yapabilecek tek
oyuncusunu kaybetmesi bana göre çok yanlıştı. Soldado ve Alper
girdikten sonra da en ufak bir hareketlilik göze çarpmadığı gibi
aksine daha da pasif bir Fenerbahçe gündeme geldi. Alper'in kırmızı
kartının ardından da Skrtel'in ona eşlik etmesiyle yapacak bir şey
kalmadı.
Hakem Bülent Yıldırım'ın Alper'e gösterdiği kırmızı kart yanlış,
genel yönetimi de kötüydü. Skrtel'in de kırmızısından sonra Aykut
Kocaman'ın büyük itirazları vardı. Eğer sezona kötü başlamış, ilk 4
maçta 7 puan kaybedip Beşiktaş derbisini hayati bir karşılaşma
olarak görüp, kazanmışsan ve de bu moralle Akhisar karşısında takım
olarak felaket ötesi kötü bir futbol sergilemişken hakeme feveran
ederek kurtulamazsınız.