Bu yıl 29 Eylül-5 Ekim arasında yapılacak 55. Uluslararası Antalya Film Festivali’nin programında en dikkat çeken başlık, Ferzan Özpetek ve Cem Yılmaz’a Yaşam Boyu Başarı Ödülü verilecek olması.
Her ikisinin de ödüllerini almak üzere Antalya’ya gelmesi, ulusaldan uzaklaştığı gerekçesiyle eleştirilen festivale olan yerel ilgilinin tekrar canlanması demek.
Ama bu konuda yapılan tek çalışma Özpetek ve Yılmaz’ın oradaki varlığı olarak kalmayacak.
Festivalden yapılan şu açıklama dikkat çekici: “Gelecek yıldan itibaren Türkiye’nin Oscar’ları adı altında ulusal sinema yeniden ödüllendirilmeye başlanacak ve Türkiye Sinema Endüstrisi Ödülleri de verilecek.”
Bu şu demek oluyor; aynı Oscar, Bafta, Donatello ya da Sezar ödüllerinde olduğu gibi sadece filmler, yönetmenler ve oyuncular değil sanat yönetiminden montaja, ses tasarımına kadar sektörün her dalı değerlendirilecek ve ödüllendirilecek.
Ve yine aynı Oscar gibi bu ödüller sektörün içinden kalabalık bir jüri tarafından dijital oylamayla belirlenecek.
Uzun lafın kısası “ulusaldan uzaklaştı” denilen Antalya, uluslararası olma özelliğini korumakla birlikte yüzünü yeniden buraya da dönüyor.
Hoşgör’ün Kuşlarla Dansı
Bu aralar Haçiko olarak çok fazla yaralı leylek ihbarı alıyoruz.
Malum yazın bitmesiyle göç başladı çünkü.
Uçup gidenler kadar yaralanıp kışı bizimle geçirecek olanlar da var.
Geçtiğimiz hafta sonu Denizli-Buldan’daki Tripolis Antik Kenti’nde yapılan dans gösterisinde, 20 farklı kuş kostümünden Kara Leylek’i seçmemde, bu aralar leyleklerle bu kadar iç içe olmamın da etkisi oldu sanırım.
Kara Leylek, Buldan’ın dünyaca ünlü Manyas Gölü’ne uğrayan göçmen kuşlardan sadece bir tanesi.
Buldan Belediyesi ve Marmara Ü...