Daha doğru bir tespit olamaz sanırım.
Ben de konser vermek için yarından sonra Bodrum’a geçeceğim ama
bayramın ilk gününü İstanbul’da geçirdiğim için şanslı hissediyorum
kendimi.
Hani şu “İstanbul’dan gidenler geri gelmesin” kampanyası var
ya...
Onu başlatanları çok iyi anlıyorum.
İstanbul’da trafik rahat, hava bile daha ferah, bol oksijenli, mis
gibi.
Bodrum’dakiler de karşı kampanya başlatmış bu arada, “Gelenler bir
an önce İstanbul’a geri gitsin, Bodrum’da trafik berbat”
diyorlar.
İstanbul kalabalığı oraya göç edince neler hissettiklerini tahmin
edebiliyorum.
Ah o toplu mesajlar
Bayram geldi ve eminim hepimiz
toplu mesaj sorunsalıyla karşı
karşıya kaldık.
Bir mesaj yaz, genel ifadelerle bayram kutla, toplu olarak telefon
listene yolla. Ne kolay değil mi?
Alakalı, alakasız herkesten de kendilerini özel hissetmelerini
bekle.
Öyle olmuyor işte.
İnsanlar anlıyor.
Ve emin olun artık o toplu mesajlara kimse cevap bile vermiyor.
Ya isimle, gerçekten istediğiniz yakınlarınıza gönderin o
mesajları...
Ya da boşverin.
Boşu boşuna milletin telefon hafızasını işgal etmeyin.
Starlar ve eşleri
Eskiden şarkıcılar, pop starlar evli olduklarını saklardı.
Eski toprak pek çok şarkıcının eşlerini tanımıyoruz bile.
Hiç görmedik.
Hep gizlediler.
Ama yeni nesil farklı.
Eşleriyle her daim yan yanalar.
İşlerinde, konserlerinde...
Bakın Beren Saat, Kenan Doğulu’nun Harbiye Açıkhava konserinde
kulisteymiş.
Konser sonrası el ele eve gitmeyi bekliyormuş.
Kenan’ın talihsiz sahne kazasında sahneye ilk koşanlardan biri o
oldu.
Tarkan’ın Bakü dönüşünde de havaalanında eşi Pınar yanındaydı.
Demek ki Bakü konserine birlikte gitmişler.
Yeni dönem starların tarzı eşleriyle evde, işte, kuliste, seyahatte
yan yana olmak.
Aynı Tarkan’ın yaptığı gibi elini tutmak ve bırakmamak.