Geçen akşam bir restoranda Beyazıt Öztürk’le karşılaştım. Beyazıt, fotoğraflarda göründüğünden daha da fazla kilo vermiş.
İncecik olmuş, kendine gelmiş.
Ve en az 10 yıl gençleşmiş.
Sadece görüntü olarak değil ruhen de gençleşmiş üstelik.
İnsan yeni ve müthiş bir aşka yelken açtığında böyle olur
genelde.
Ayakları yerden kesilir, hücreleri tazelenir, yenilenir, enerji
dolup taşar.
“O Ses Türkiye” jüri üyeliği Beyazıt’a şahane gelmiş.
İlk çekimlerin nasıl geçtiğini gözlerinin içi gülerek anlattı.
“O Ses Türkiye”de Beyazıt’a dikkat diyorum, onu izlemeye
doyamayacağız gibi geliyor.
Teoman ve Haluk Levent
Vadistanbul Açıkhava ile Harbiye Açıkhava’yı karıştırıyor pek
çok kişi.
Hatta ben de.
Cumartesi akşamı Açıkhava’da Teoman konseri var sanıyordum.
İlanlarda öyle yazıyordu çünkü.
Ama Teoman, Vadistanbul Açıkhava’daymış.
Harbiye Açıkhava’da Haluk Levent vardı.
Ama Teoman’ı, Harbiye Açıkhava’dakiler de izledi.
Çünkü Vadi’deki konserinin ardından Harbiye’ye geldi Teoman.
Ve Haluk Levent’in sahnesine konuk oldu.
Yağmur vardı konserin son yarım saatinde.
Haluk Levent “Siz yağmurda ıslanırken ben burada olamam” dedi,
sahneden inip o anda bestelediği şarkıyı yağmur altında ıslanan
izleyicisinin yanında söyledi.
Ahbaplarını konser çıkışı çorba içmeye de davet etti. Bu yüzden
konser sonrası Teoman’la kuliste baş başa kaldık.
Bizi bırakıp ahbaplarıyla çorbacıya gitti Haluk.
Instagram’dan çorbacıdaki samimi ortamı görünce gitmediğimize
pişman olmadım değil tabii.
Bir dahakine çorbayı kaçırmayacağım kesin.
Bir kasırga günlüğü
Türkiye’nin ilk kasırgası olacaktı Kırbaç Kasırgası...
İnsanlarımız hayatlarında ilk kez bir kasırga yaşayacaklardı.
Hani o filmlerde gördüklerinden.
Eve erzak, yiyecek, içecek, çekirdek depolayıp, sıcacık, savunmalı
evlerinden izleyeceklerdi dışarıda kopan fırtınayı.
Bir de pazar gününe denk gelmeseydi iyi olacaktı, okul, iş falan da
kırılacaktı ne güzel ama olsun o da olmayıversindi. Hem belki
pazartesiye de kalırdı kasırga.
Türkiye’nin ilk kasırgası işte bu duygularla beklendi.
Kırılacak ağaçları, dalları, yaralanacak, ölecek olan sokak
hayvanlarını pek az kişi düşündü.
Empati kurmayı bilenimiz çok yoktu çünkü.
Neyse ki Kırbaç insaflı çıktı, yön değiştirdi, kıyılarımızdan uzak
durarak geçti gitti.
Türkiye coğrafyasında alışık olmadığımız sert rüzgarlar, kasırga ve
fırtınalar filmlerde kaldı.
Açın bir Mükemmel Fırtına (The Perfect Storm) izleyin artık.
George Clooney ve Mark Wahlberg şahane oynamışlar.
İdare ediverin.