Ve bu noktada kilidin anahtarı veteriner hekimlerde.
Belediyeler kadar özel klinikler de bu işe el atarsa sonuca ulaşmak
kuşkusuz hızlanacak.
İşte bu noktadan yola çıkan veteriner hekim Ateş Barut, “onlar
sokak hayvanı değil sokağımızın hayvanları” dediği canların
kısırlaştırılmasına vurgu yapmak ve kaynak yaratmak için bir sergi
açtı.
Ateş’le hikâyemiz yıllar öncesine, canım Sheba’mın uzun tedavi
sürecine kadar uzanıyor.
Köpeğim Sheba’yı kaybetmek üzereyken hayatıma girip, bize birlikte
yıllar hediye ettiği için Ateş’in bendeki yeri hep ayrıdır ve öyle
kalacaktır.
Kendi tecrübem bir yana, sektörde de bilinir, Ateş Barut işinde çok
başarılı bir veteriner hekimdir, iyi bir cerrahtır.
Ve pek çok cerrah gibi o da farklı alanlarda yaratıcılığını
sürdürüyor.
Yazdığı romanın ardından şimdi de müthiş tablolarla karşıma çıkması
hiç şaşırtmadı diyebilirim.
Fotoğrafta arkamızda kalan tablo sergideki favorilerimdendi.
Dikkatli bakınca içinde görülen köpek figürüne dalıp dalıp
gittim.
Yarısından çoğu satılan tabloların satışı sergi bitiminde internet
sitesi üzerinden de devam edecek, sanatseverlere duyurmuş
olayım.
Ateş Barut, gündemdeki sokak hayvanları konusunda kamuoyu yaratmak,
bu konuyu konuşmak ve kısırlaştırmayı öne çıkarmak için almış
yağlıboya tablolarını satma kararını.
Tablo satışlarının geliri sokak köpeklerinin kısırlaştırmasına
kullanılacak.
Hem tablolara hem de serginin amacına hayran kalmış biri olarak
Ateş Barut’u tebrik ediyorum.
Sokak hayvanlarını önemseyen veteriner hekimlerin sayısının artması
dileğiyle.