3500 metrelerden bahsediyorum. Oksijen azalınca insan sarhoş
gibi oluyor gerçekten de. Hediklerimizi giydik ve biraz
yürüdük.
Başlar daha da döndü tabii.
Müthiş keyifli gezinin sonunda Erciyes hatırası için kendimizi yere
bıraktık.
Karlar üstünde yatarken aklımda zirvedeki kartallar vardı. En
yukarıda iki de kartal yaşıyormuş ve havada süzülüp, çeşitli
oyunlar yaparak onları izleyenleri mest ediyorlarmış.
Biz onları göremedik bu kez ama aklımda kaldılar.
Bir dahakine artık.
Erciyes’e bundan 20 yıl önce kayağa gelmiştim.
Tek bir otel ve tek bir pist vardı.
O dağ gitmiş, başkası gelmiş sanki.
Birbirinden güzel oteller ve hepsi birbirine bağlı pistler
yapılmış.
Yani, aynı yerde kaymak yerine, tıpkı Avrupa’daki gibi sabahtan
akşama kadar farklı pistlerde kayak yapabiliyorsunuz.
Erciyes’e yapılan bu yatırımın hakkını veren oteller de dağın süsü
olmuş.
Akşam kayak hocalarının meşalelerle gösteri yaptığı piste açılan
Magna Pivot Otel’i gezdim.
Otel puan sitesinde Türkiye’deki 28 bin otel içinde 9.8’le en
yüksek puana sahip iki otelden biri.
Dekorasyon, yemekler, personel şahane.
Böyle özenle yapılmış bir başka dağ oteli daha görmediğimi
söylemeliyim.
Erciyes, özellikle Çukurova bölgesinden çok kayakçı ağırlıyor.
Ama uçak fiyatlarının uygunluğu, havaalanından dağa ulaşımın
kolaylığı, muhteşem otel ve pistleriyle İstanbul ve Ankara için de
son derece cazip bir merkez.
İyi ki Hürriyet ile keşfetmişiz Kayseri’yi.
Bundan sonra çok daha sık geleceğim Kayseri’ye ve tabii
Erciyes’e.
Kışın kayak, yazın dağ bisikleti
Dağ turizmi denince akla tabii ki önce kayak geliyor.
Ama malumunuz küresel ısınma diye de bir gerçek var.
Kar sezonu gidere...