Prensesimi kaybettim. 16 yıllık en iyi dostumu, hayat arkadaşımı, kardeşimi, kızımı, annemi, bana her şey olanı, her şeyimi kaybettim.
Yüzde 99 değil, yüzde 100 bir sevgi, yüzde 100 bağ, yapmacıksız,
saf, temiz.
Bu acının, yoksunluğun, onsuzluğun tarifi yok.
Sheba, Buddy’nin, Kaliko’nun yanına gitti. Benim kulağına
fısıldadığım selamlarımı, özlemlerimi götürdü.
İnanıyorum ki Gökkuşağı Köprüsü’nde beni bekliyorlar, koşuyor,
oynuyorlar en iyi halleriyle. Her ölüm insanı kendi ölümüne
yaklaştırıyor.
Kavuşacağımız güne kadar mutlu ol prenses, bu dünyada meleğim
olarak bana eşlik edeceğini, arkadaşların için verdiğim mücadelede
bana güç, kuvvet olacağını çok iyi biliyorum.
Biri gittiğinde arkasından “Ne kadar çok sevdi, sevildi, bana ne
kadar iyi geldi” diyebiliyor muyuz? İşte hayatın anlamı orada
yatıyor.
İyi ki seni tanıdım Sheba.
İyi ki girdin hayatıma.
O küçücük sevgi dolu yüreğinle, bilge halinle ne güzel değiştirdin
beni.